Kaygı veya endişe, farklı
nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve insana ait temel duygulardan
biridir. Yaratıcılığı ve çözüm odaklı
tutumları tetiklediği kadar, teslim aldığında herşeyden vazgeçirecek kadar
güçlü de olabiliyor. Bugünlerde, her yaş grubundan faklı şekilde ortaya
koyulmuş olsa da, kaygı ve endişe içerikli söylemler dinliyorum. Bir kısmı,
ekonomik, bir kısmı politik ve bir kısmı da kariyer odaklı. Herkesin aradığı
farklı olmasına karşın, bir kısım kaçırdıklarını, bir kısım
yakalayamadıklarını, bir kısım ise hiç bulamayacaklarını hissediyorlar.
Kaygılarının, bir sonraki iyi
şeyin başladığı noktada sona ereceğini söylemek istiyorum ama önerim,
KAYGI/ENDİŞE üzerine, en olumsuz koşullarda bile pozitif düşünceden vazgeçmeden
mücadelelerine davam etmiş, iki farklı karakterin sözlerine kulak vermeleri
oluyor. Çünkü, benim de temel inancım, “Olumsuz koşullar, teslim olmadığınız ve
kaygılarınızın sizi panik noktasına taşımasına izin vermediğiniz sürece
geçicidir.”
Corrie ten Boom, Hristiyan bir
Hollandalı olarak, II. Dünya savaşında, 800 yahudiyi Nazi katliamından
kurtarmış ve bedelini, babasını ve kızkardeşini kaybettiği Nazi Kamplarında
muhküm edilerek ödemiştir. 14th Dalai Lama, 15 yaşında Çin’in Tibet’i işgal
edişinden 1 ay sonra, Tibet’in lideri seçilmiş ve sürgün yaşadığı Hindistan’da
insanları ve kültürünün korunması için yeni bir dünya kurarak, barışcıl bir
varolma mücadelesi içine girmiştir. 1989 yılında, Nobel Barış Ödülü ile
onurlandırılmıştır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder