Ağustos ayının son
haftasında, iki saygın kurum, sponsorluk katkılarını müşterilerine duyurmak
üzere kampanyalar başlattılar. Türk Hava Yolları, Dünya Basketbol Şampiyonasına
katılacak A Milli Erkek Basketbol Takımına, Vakifbank ise FIVB Dünya Grand
Prix'inde yer alan A Milli Bayan Volaybol Takımına ilişkin desteklerini TV
kampanyaları ile aktarmak arzusu ile çıktıkları yolda, aynı kavşakta
kesiştiler. 2 farklı kurum, 2 farklı sponsorluk iletişim kampanyası, 2 farklı
reklam ajansı (Alaaddin Adworks ve Ajans Lowe), 2 farklı reklam ama sonuç
olarak aynı senaryo.
Sıradan vatandaşın, iki takımımızın oyuncularını, katılacakları turnuvaya hazırladıkları temaya dayanan reklamlar, Türkiye reklamcılığı için talihsiz bir raslantı olarak mı değerlendirilmeli, yoksa kıtlık mevsimi olarak mı yorumlanmalı? Çünkü, daha ötesi ancak, stratejik öngörüsüzlük ve benzerliklerin normal karşılanması ile açıklanabilir.
Sıradan vatandaşın, iki takımımızın oyuncularını, katılacakları turnuvaya hazırladıkları temaya dayanan reklamlar, Türkiye reklamcılığı için talihsiz bir raslantı olarak mı değerlendirilmeli, yoksa kıtlık mevsimi olarak mı yorumlanmalı? Çünkü, daha ötesi ancak, stratejik öngörüsüzlük ve benzerliklerin normal karşılanması ile açıklanabilir.
Öncelikle, iki saygın ve yaratıcı ajansı açısından sadece kötü bir tesadüf olduğunu düşünüyorum. Ama daha ilginç olanı, birbirinin tıpatıp benzeri temaya dayana reklamları, iki kurum da kabul edilebilir bir bütçeyi harcayarak gösterime sokmakta sakınca görmediler ve hala görmüyorlar. Sorgulamam da buradan başlıyor.
Farklılaşma çağında benzeşme tuzağına düşmek, sadece raklam senaryolarına ait bir gerçek değil.
Temel sorun ise, stratejik benzeşmenin (Strategic Convergence), sadece rakiplere odaklanan ve ben de aynısını yapıyorum kolaylığının peşinde olan bir çok kurumun yönetim pratiği olarak karşımıza çıkıyor olmasında. Müşteri odaklı farklılık peşinde koşmak yerine, rakibin yaptığını küçük farklılıklar ile tekrarlamak kültürü; stratejik farklılaşma ve stratejik değer yaratma kavramlarının yeniden hatırlanmasını ve kararlarımızın tek boyutlu/tek taraflı olamayacağı (oyun teorisi) gerçeğine dayalı stratejik düşünme yetisinin geliştirilmesine yönelik çabaların yoğunlaştırılmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca yönetsel bilgi ve haberalma sistemlerinin ne kadar önemli olduğu gerçeği ise bir diğer sonuç.
Lütfen, iki farklı ama aynı reklamı izleyin, ardından da bankacılık, telekomünikasyon, tüketici ürünleri, sigortacılık veya diğer sektörlere ait reklamları, benzerlikler ve farklılıklar süzgecinizden damıtarak değerlendirin. Hangisi, diğerinden tamamen farklı ve yaratıcı bir değer teklifi ile kapınızı çalıyor? Benden fazla şaşırabilirsiniz